Kategoriler
Makaleler

Semra MERAL

 Semra MERAL

 

Edebiyatçı-Yazar18

Kızının Kayseri Fen Lisesi’ ni kazanmasıyla çok sevdiği memleketinden, ailesinden
ayrılmak zorunda kalan Meral, 16 yıl da Kayseri’ de görev yaparak; 2008′ de Tarihi Kayseri Lisesi’ nde çok sevdiği mesleğine veda etti…

Zile Postası, Zile Gündem, Kayseri Meydan gazetelerinde makaleleri yayınlanan yazarın; Zile-Çağıltı (genel yayın yönetmeni idi de), Zile-Kültür Sanat, Toşayad Kümbet(Yayın Kurulu Üyesi), Kayseri Lisesi Dergisi, Kayseri-Yeniden Diriliş, Kayseri-Erciyes, Kayseri-Çıngı, Tefekkür, İnsan Okur ve Yeni Edebiyat Yaprağı dergileri ile; Defter K, Kardelen E Dergisi, Habersim(Sanal İletişim Merkezi), Tefekkür ve Yeni Yaklaşım Dergisi Sitelerinde yazı ve şiirleri ile yer aldı…
Semra Meral’ in eşiyle birlikte hazırladıkları Her Yönüyle Zile (1983), Zile’ de Camiiler, Türbeler, Veliler ve Efsaneler (1991) Zile’ de Doğan Şemsi Sivasi’ ye Erciyes’ ten Selam (2012) adlı yayınlanmış kitapları ile bazı antolojilerde şiir ve yazıları bulunmaktadır… Özellikle 2014 yılında çıkan “Cennet Kadınları” isimli eserde “Cennet Köşkü’ nün Dürri Şehvarı Hz. Asiye” isimli öyküsü ile yer almakla çok bahtiyar olduğunu belirten yazarımız; hayırlı bir amaç için yola çıkan Soma Şiirleri Antolojisi –ki Soma Şehitleri yakınları yararına– ile “63 Damla Mürekkebin Aşkı” –ki yetimler yararına– na katılmış olmasının da kendisini çok mutlu kıldığını ifade etmiştir…
Semra Meral, evli; iki çocuk annesi, bir torun sahibidir…

 

 

 

Kategoriler
Makaleler

63.Damla Mürekkebin Aşkı

18

Semra MERAL

“Biri  Elhân-ı Şitâ Mı  Dedi?..”  başlıklı yazımızın 2. bölümünü  siz  edebiyat sever

dostlarımıza  takdim  etmeden  önce,  yazımıza esas olan hatıratımızın yer aldığı ‘kitabımız’dan söz edelim isterseniz…
Bir kitap ki,  adı ile  kutlu…
Bir kitap ki,  adı ile  mutlu…

 “Âlemlerin  Efendisi  Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammmed Mustafa(s.a.v.)’nın
teşrif etmiş oldukları şu  fâni âlemden  bâki âleme  göç  ederek,  
mübarek ruhlarının
Refik-i A’lâ’ya yükselmesinin  ‘63 Yaşlarında  iken
 zuhur ettiği’  elbet malumlarınız…

Kategoriler
Makaleler

63 Damla Mürekkebin Aşkı

Semra MERAL

Semra Meral
Semra Meral

18

YETİŞMEZ Mİ,   YETKİNLER  DE   YETİMLERE?…(2.Bölüm)(‘63  Damla Mürekkebin Aşkı’ kitabımızda yer alan hatıratımızın ikinci bölümü…)

…Kompozisyon  derslerimin  ‘Tiryaki Sözleri’ ile  beni  ve  ‘göz pınarlarım’  dediğim öğrencilerimi hiç  bırakmayan ‘vefakar onur konuğu Cenap Şahabettin’e bir kere daha gıpta ederken,  yanımda  taşıdığım  defterime  şunları  yazacaktım  biraz  sonra:
-iki üç mısra karalamakla bir ‘Cenap Şahabettin’  ol/ a/mayacağımı bilsem de…-

Kategoriler
Makaleler

DELİSİNDEN VELİSİNE; EVLİYASINDAN EŞKIYASINA ZİLE’DE İZ BIRAKANLAR

Yusuf Meral

                            

 

       İster ZİLELİ olsun, isterse olmasın…

Bu şehirde yaşamış,bu şehrin havasını teneffüs edip,suyunu içmiş ve de elini bu şehir için taşın altına koymuşsa,sevdalanmışsa,bir şeyler üretmeye çalışmışsa, her şeyden önemlisi ayakkabılarını   bu şehrin sokaklarında  eskitmişse; yaşasın yaşamasın bu kitapta yer bulmalı.

Kategoriler
Makaleler

Şemseddîn-i Sivâsî Ailesi

Yusuf Meral

Kutb-ul Aktâb Abdulâhâd Nûrî soyundan gelen, muhterem hocamız Sn. Dr.M. Fatih GÜNEREN Bey’in ‘’İlim ve Kültür tarihinde Sivâsîler Ulusal Sempozyumu’’nda sunduğu tebliğ aşağıdadır. (Bu, büyük sülaleyi daha yakından tanımak ve bilgi edinmek açısından)

Kategoriler
Makaleler

Kadı-Zâdeliler Sivâsîler Mücadeleleri: ve Abdulâhâd Nûrî

Yusuf Meral

 

Abdulâhâd Nûrî hazretleri’in yaşadığı dönem; XVII. Yüzyıl Osmanlı tarihinde, Sivâsî-Kadı-zâde çekişmelerinin ve mücadelelerinin yaşandığı en önemli ve doruk noktasına çıktığı, ulaştığı dönemdir.

Kategoriler
Makaleler

Değirmen Misali Döner Başım

Semra Meral

18

     Hayatımızın akışı, sağlığımızın iniş – çıkışlarından şöyle i
“huh” deyip başımı kaldırıp platforma baktığımda; yaprakların sararıp
dökülmeye başladığı şu günlerde, ben hala DİNÇERLER PARKINDA ağustos
sıcağında, dondurmada, püfür püfür rüzgarda kalmışım…Üşüdüm
ürperdim…Titreyip kendime döndüm!
Gündem değişmiş neler yazılmamış neler söylenmemiş ki.
Ama ortak paydamız hep Zile, Zilemiz!
Niye yazamadık, yazmadık, unuttuk mu ? HAYIR ! İhmal mi ettik ?
HAYIR HAYIR !
Neden Yusuf Beyin rahatsızlığı…Sebep: Yusuf Beyde epeydir
varolan belağrılarının son nokataya gelip iki bel fıtığının birden
patlaması…Yusuf Beyin yürüyemez hale gelmesi…Kayseri’deki
doktorların “hemen acilen ameliyat” , “yoksa felç olursun” deyip bizi
telaşlandırmaları…Bir gün okuluna gidebildi…Ramazan boyunca
evdeydi.
Bayram sonu hocasının da tavsiyesiyle kızım babasını Ankara’ya
kendi hastanesine götürdü.
Şu an kızımın ihtisas yaptığı Ankara Fizik Tedavi –
Rehabilitasyon Araştırma ve Eğitim Hastanesinde tedavi
görüyor…Sağlığı her geçen gün çok şükür iyiye gidiyor…
Bu vesileyle kızımın hocaları başta doc. dr. Füsun KÖSEOĞLU ve
doc. dr. Meltem ARAS olamak üzere bütün doktor arkadaşlarına ve
değerli fizyoterapistlere, hemşirelere ve personellere şükranlarımızı
arz ederiz…
İkinci neden oğlumu bu sene fen lisesine yatılı verişim. Ben
tekniğe ayak uydurmakta zorluk çekiyorum. O gelecek de gönlü olacakta
yazacak, yoksa dedik ya Zile için söylenecek her söz, içimizdeki
köz…
Değerli Mustafa nın ( öğretim görevlisi Mustafa DÖNGELOĞLU )
yazısında ismimizi telafuz etmesi bizzat atıfta bulunması yazmamı
çabuklaştırdı…
Yusuf Bey Hoca sı Ankara da olduğu için değirmenlerle ilgili işin
teknik yönünü ben ona bırakıyorum. İnşallah sağlıkla dönecek ve
yazacaktır.
Ben şunları söylemek istiyorum…Değerli öğrencim Mustafa
Hatırlıyor musun ? ” Sen tiyatro yapamazsın, rol yapamazsın ”
deyip seni tiyatro çalışmasına almamışım,bunu bana:
Zile Meslek Yüksek Okulunda Türk Dili derslerine girdiğimde
söylemiştim ” Bak hocam ben yüksek okulda hoca oldum ” demeye
çalışırken sitem vardı sesinde.
Evet değerli oğlum ” Sen rol yapamazsın ” derken ne kadar
haklıymışım yine rol yapmıyor; tabi doğal olarak sitem ediyordum.
Ben sana üniversitede hoca olamazsın dememiş, rol yapamazsın
demişim.
Bak ne güzel araştırıyor projeler üretiyorsun. Öğrencilerimizin
projelerine artık ayak uydurmakta zorlanıyoruz. “DEĞİRMEN MİSALİ
DÖNÜYOR BAŞIMIZ”
Hakan ÇAVDAR yiğenimiz rahmetli kayınvalidem Fadime Hanım ÇAVDAR
lardan.
Nur içinde yatsın kızımın birinci isminin sahibi inşallah sevgili
oğluna duaları yetişti. Bi Zile nin Fadime Hanımı, SEVECEN bir o kadar
vefalı cefakar, hep hayırla yad ediyorum. Mekanı cennet olsun.
Hakan ÇAVDAR la inşallah elele verir, marangoz ustası Mehmet
ÇAVDAR ların Ömer ÇAVDAR ların Süleyman ÇAVDAR ların ruhunu şad
edersiniz. Değirmenler döndükçe Döngeloğulları Çavdaroğulları yaşar.
İşiniz ras gelsin
Ferda, Esra SEREZLİ ile Feza ve Aslı SEREZLİ de öğrencilerimdi.
Tesadüf o ya dördünü de okuttum hepsi birbirinden tatlıydı.
Bu vesileyle Erciyesin eteklerinden, yetiştirdiğim yüzlerce
binlerce evladıma Zile Kalesinden uçurduğum kuşların kanadıyla
selamlar sevgiler gönderiyorum.Zilemin Zilelimin Geçmiş bayramı kutlu
olsun. 2007
ZİLE İÇİN ATILACAK HER ADIM, VERİLECEK SELAMIMDIR…
Semra MERAL
KAYSERİ LİSESİ Türk
Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Kategoriler
Makaleler

MİR’ATÜ’L AHLÂK VE MÜŞEVVİKU’L-EŞVÂK

Yusuf Meral

Şems-î Sivâsî hazretlerinin  kaleme aldığı önemli eserlerinden biridir.

Kategoriler
Makaleler

DİVAN-I ŞEMS- ŞEMSİ DİVÂNI

Yusuf Meral

DİVAN-I ŞEMS- ŞEMSİ     DİVÂNI

                                          

          (Dîvân-ı Ârifâne,  Dîvân-ı İlâhiyât,   Dîvân-ı İlâhiyât ve  Gazeliyât , Divançe)

Tasavvufi ve dini düşüncelerini anlatmak, duyurmak, hissettirmek, yaymak ve halkı irşâd etmek amacıyla  Hazreti Şemseddin Ahmed, şiirler de yazmıştır.

Kategoriler
Makaleler

MENÂKIB-I ÇEHÂR-I YÂR-I GÜZÎN ( Dört Seçkin Dosttan Menkıbeler )

Yusuf Meral

 

(Menâkıbü’l-Hulefâ     veya    Rıyâzu’l- Hulefâi’r- Râşidîn)

( Bu eser;  Şems-î Sivâsî Hazretlerinin önemli eserlerinden birisidir.)

 

Hülâfâ-i Raşid’in  ( Yani ilk dört hâlife, Cumhur  hâlife  dönemi, dört büyük hâlife- seçkin  dost-) dönemi menkıbelerini; hâdis ve âyetler ışığı altında, tarihi gerçeklere dayanarak işlemiştir.