Semra Meral
MEMEDİMİN ÖYKÜSÜ
Sümbüller hiç açmasa da;
Menekşe boynun bükse,
Lâle yoksa,
Güller solsa;
Solmaz senin solmaz,
Senin asla çiçeklerin
Ardına bakmadan
Memedim
Yürümüş gidiyorken,
Yavrunda kalsa da aklın;
Nöbetteydi,
Asıl nöbette;
Senin bütün niyetlerin
Ahh…
Özlesen de Ayşe’ni
Çıkarıp da resmini
Ara da baksa da gözlerin,
Tüfeğindeydi o asîl ellerin.
Hiç kıpırdamadan
Tetikte hep tetikteydi,
Senin bütün parmakların
“Ya şehit ol, ya gazi!”
Diyen aslan babanın
Kulağında çınlasa da sesi;
O gözü pek,
Babayiğit komutanındı
Senin bütün liderlerin
“Hadi git kınalı kuzum,
Helâl olsun sana sütüm!”
Duası huzurun,
Hâlâ damağında tadı
Helâl sütüydü annenin;
Amma, önce bu toprağın çocuğuydun,
Artık bu toprağı tadacaktı,
Senin bütün
Senin bütün emziklerin
Toprağımda yazılı,
Bayrağımda asılı
Gazimin aslı.
Bıraksa da bu kutlu yolda
Gözünü kulağını,
Kolunu bacağını;
Yürüyor,işte bak yürüyor,
Senin bütün
Senin bütün yüreklerin
Öğretmeninin hem okuduğu,
Hem”Bu Vatan Kimin?”diye sorduğu
O şiirin sonunu;
“Rüyada değil,
Topun namlusundadır hasım!”
Diye hatırlardın Memedim…
Doğru, eksik de olsa doğru;
Senin bütün ezberlerin
Diken batsa eline
“Anam!…” diye feryat eder;
Saçını okşarken eli,
Kucağında sabahlardın…
Kahpe kurşun girmiş,
Kan sızıyor bağrından da ;
Diz çökmüş, toprağı okşuyor ,
Senin bütün
Senin bütün şefkatlerin
Yükselirken naşın
Gökteki ay yıldızıma;
Gönderdeki ay yıldızımla
Selâmlaştı kanatların;
Semâdaki ay ve yıldızım
Kucaklarken seni
Ulaştı Ârş-ı Âlâya, ulaştı
Senin bütün vuslatların
Sümbüller hiç açmasa da,
Karanfiller olmasa da;
Menekşe boynun bükse,
Lâle yoksa,
Güller solsa,
Solmaz senin solmaz;
Senin hiçbir
Senin hiçbir çiçeklerin
Semra MERAL
Sümbüller hiç açmasa da,
Karanfiller olmasa da;
Menekşe boynun bükse,
Lâle yoksa,
Güller solsa;
Solmaz senin solmaz,
Senin bütün çiçeklerin
Ardına bakmadan
Memedim
Yürümüş gidiyorken,
Yavrunda kalsa da aklın;
İçtimadaydı niyetlerin.
Ve nöbetteydi, asıl nöbette;
Şimdi senin, senin bütün
Duaların.
Ahh…
Özlesen de Ayşe’ni
Çıkarıp da resmini
Ara da baksa da gözlerin,
Tüfeğindeydi o asîl ellerin.
Hiç kıpırdamadan
Tetikteydi , hep tetikte;
Senin, senin bütün
Parmakların.
” Ya şehit ol, ya gazi!”
Diyen aslan babanın
Kulağında çınlasa da sesi;
O gözü pek,
Babayiğit kumandanındı;
Senin şimdi,
Senin, senin bütün
Liderlerin.
“Hadi git kınalı kuzum,
Helâl olsun sana sütüm!”
Duası huzurun;
Hâlâ damağında tadı
Helâl sütüydü annenin.
Amma, önce bu toprağın çocuğuydun;
Artık bu toprağı tadacaktı,
Senin, senin bütün
Emziklerin.
Toprağımda yazılı,
Bayrağımda asılı
Gazimin aslı.
Bıraksa da bu kutlu yolda
Gözünü kulağını,
Kolunu bacağını;
Yürüyor,işte bak yürüyor,
Senin, senin bütün
Yüreklerin!
Öğretmeninin hem okuduğu,
Hem”Bu Vatan Kimin?”diye sorduğu
O şiirin sonunu;
“Rüyada değil,
Topun namlusundadır hasım!”
Diye hatırlardın Memedim…
Doğru, eksik de olsa doğru;
Senin,senin bütün
Ezberlerin.
Diken batsa eline
“Anam!…” diye feryat eder;
Saçını okşarken eli,
Kucağında sabahlardın…
Kahpe kurşun girmiş,
Kan sızıyor bağrından da ;
Diz çökmüş, toprağı okşuyor ,
Senin, senin bütün
Şefkâtlerin.
Yükselirken ruhun
Gökteki ayyıldızıma;
Gönderdeki bayrağımla
Selâmlaştı kanatların;
Semâdaki ay ve yıldızlar sevinçle,
Selâmlarınla kucaklaştı bir bir…
Ve… Arş-ı Â’lâya ulaştı çok şükür,
Senin, senin bütün
Vuslatların.
Sümbüller hiç açmasa da,
Karanfiller olmasa da;
Menekşe boynun bükse,
Lâle yoksa,
Güller solsa,
Solmaz senin solmaz;
Senin hiçbir
Senin, hiçbir çiçeklerin