Kategoriler
Ozanlar

Âşık Meydanî

. 1942 yılında Küçük Tuzhisar köyünde doğan6 Âşık Meydânî’nin asıl adı İdris, soyadı Eroğlu’dur. Okuma-yazmayı kendi kendine öğrenmiş, dışardan imtihanlara girerek ilkokul diploması almıştır. Sazı eşliğinde doğmaca (irticalen) şiirler söyleyebilen, diğer âşıklarla deyişmeler / karşılaşmalar yapabilen bir saz şâirimizdir. Âşık Veysel’in zaman zaman Küçük Tuzhisar köyüne geldiğini ve evlerinde konuk olduğunu söyleyen Meydanî, gençlik yıllarında, Âşık Veysel’den âşıklık konusunda dersler aldığını belirtir.

Âşık Meydanî’nin şiirlerinin büyük bölümünde Âşık Veysel’in etkilerini görmek mümkündür. Örnek vermek gerekirse, Âşık Meydanî’nin, aşağıda üç dörtlüğünü sunduğumuz “Türkü Söylerim” başlıklı şiirini okurken, Âşık Veysel’in “Dünya dolsa şarkıyılan / Türküz türkü çağırırız” mısralarıyla başlayan şiiri hatıra gelmektedir:. (Doç.Dr. Bayram Durbilmez’in “Âşık Veysel’in Kayseri’de Yaşayan Ozanlara Etkileri” isimli çalışmalarından alınmıştır.)

“…

Kopuzum dedemden yadigâr kaldı

Ruhumun mânevî boşluğu doldu

Dilime, duyguma o hâkim oldu

Ben Türkmen eriyim; türkü söylerim

Tartışması olmaz Ay-yıldızımın

Ülküsüdür sevgisidir özümün

Değişmez havası gönül sazımın

Ben Türkmen eriyim; türkü söylerim

İpliği çürümüş bezden anlamam

Türküme ters düşen cazdan anlamam

Duygumu vermeyen sazdan anlamam

Ben Türkmen eriyim; türkü söylerim…”

Âşık Veysel

Yirminci asırın bir nişanıdır

İkilikten geçti bire kavuştu

Sevdâ dergâhının dervişanıdır

Sazıyla sözüyle pire kavuştu

Selâm olsun âşıkların pirine

Sivralan köyüne yâr diyarına

Kara toprak onu bastı bağrına

Sevdiğine, nazlı yâra kavuştu

Bahçe çiçek açtı bal yaptı arı

Bunlar kuduretin sırrı, esrarı

Veysel’ in nağmesi bülbülün zârı

Güller ile âhu zâra kavuştu

Yürüdü yaşadı ne günler gördü

Bel ile belledi çift ile sürdü

Bir çekirdek dikti dört bostan verdi

Toprakları yara yara kavuştu

Nasihat eylerdi ham ile hasa

Her sözü anlamlı sanki bir yasa

Âdem’e ev oldu Musa’ ya âsa

Gönlünün içinde tura kavuştu

Ferhat’ ın dağları deldiği gibi

Güneşin dünyaya geldiği gibi

Çiğsenin yaprağa güldüğü gibi

Bir tomurcuk iken hara kavuştu

Ne sen var ne ben var bir tane Gani

Duyuldu cihana şöhreti ünü

Dokuz yüz yetmiş üç bir bahar günü

İki taşlı bir mezara kavuştu

Meydânî Âdemden şu ana bir bak

Güz gelir dalından dökülür yaprak

Az yaşa, çok yaşa, sonumuz toprak

İkrarında dura dura kavuştu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir