1966 yılında Kayseri’nin Tomarza İlçesi Arslantaş Köyü’nde doğdu.
1979 yılından beri Kayseri’de yaşamaktadır.
Bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışmakta olan Âdem Kozanoğlu, evli ve dört çocuk babasıdır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nde Halk ozanı olarak kaydı bulunan ozanımız,çocukluğundan beri şiire karşı büyük bir ilgi duymaktadır.
BİLMEMİZ LÂZIM
Seksen altısında cumhuriyetim
Vatan kıymetini bilmemiz lâzım
Sonsuzdur ülkeme saygım hürmetim
Topyekün şahlanıp gülmemiz lâzım.
Ardahan’la Edirne’nin arası,
Anadolu denilen yer burası,
Bizde ise savunmanın sırası,
Vatan, bayrak için ölmemiz lazım.
Çoktur düşmanımız ta ki ezelden,
Kenetlenmeliyiz gayrı tez elden,
Sorumluyuz daldan düşen gazelden,
Derhal kendimize gelmemiz lazım.
Dünya büyük deme dar dedikçe dar,
Vatanında vatan arayanlar var,
Gizlenmiş pusuya soysuz canavar,
Milletçe uyanık olmamız lazım.
Körpe beyinleri çürütenleri,
Devletime karşı yürütenleri,
Taze fidanları kurutanları,
Kökünden kazıyıp silmemiz lazım.
Kargaşa peşinden koşmamak için,
Olan ihanete şaşmamak için,
Hain tuzaklara düşmemek için,
Kıyasıya önlem almamız lazım.
Bu elde yaşıyor canda cananda,
Aynı gemideyiz,aynı limanda,
Birliğe ihanet olduğu anda,
Milli ruhumuzu bulmamız lazım.
KOZANOĞLUm şanla doludur mazim,
Büyük zaferleri anlatsın gazim,
Milletime özgü bu güç bu azim,
Kükreyip dağları delmemiz lazım.
BAHAR GELİNCE
Uyanır uykudan cümle nebatat
Cemrenin toprağa indiği zaman,
Başlar tabiatta renkli bir hayat,
Mevsimin bahara döndüğü zaman.
Yekinir çiçekler müjdeyi verir,
Baharın coşkusu sinemi bürür,
İnsanlar kolkola kırlara yürür,
Nevruz ateşinin yandığı zaman.
Çağlar gökyüzünden breket akar,
Yerler tebessümle semaya bakar,
Bu mevsimde torak bir başka kokar,
Yağan yağmurların dindiği zaman.
Bahar güneşiyle güne başlanır,
Gönül dost bağına girer hoşlanır,
Meyve veren ağaçelbet taşlanır,
Mahsulün Dallara bindiği zaman.
Bülbül niyaz için seheri seçer,
Yaprakta sunulan badeyi içer,
Öyle bir öterki, kendinden geçer,
Güllerin dalına konduğu zaman.
KOZANOĞLU’m bağdaş kursam özüne,
Memleketin doyum olmaz yazına,
Erciyes’ten baksam Sultan Sazı’na,
Göçmen kuşlar geldi dendiği zaman.
Adın Kayseri
Ayırmak mümkün mü birin birinden?
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Tarih kokar kümbetinden, surundan,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
İpek Yol geçer ezelden beri,
Hanı, hamamıyla hâlâ dipdiri.
Her dalda zirveden kalmadın geri,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Nice uygarlıklar geldi kuruldu,
Mabetlerin Selçuklu’yla dirildi.
Dünyada ticaret senden sorld,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Bağrında yatıyor pirlerin fahri,
Böyle memleketin çekilir kahrı.
İçanadolu’mun huzurlu şehri,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Güvenle yaslanır bu şehir sana,
Kıyamete kadar olursun ana.
Şefkatin yayılır yedi cihana,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Gönlümün içinde özeldir yerin,
Dört mevsimde yatar üstünde karın.
Karışır baharda beyazın, morun
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
Çalınır tellerde bağların adı,
Pastırma, sucuğun bambaşka tadı.
Trafikte otuz sekiz’dir kodu,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes.
KOZANOĞLU’m, olmaz bu elde kaygım,
Evliyalar şehri, sonsuzdur saygım.
Aşığım vatana, yoğundur duygum,
Adın Kayseri’dir, tadın Erciyes