1954 yılında Pınarbaşı’nın Kurttepe köyü’nde doğdu. Çiftçi ve duvar ustası bir baba ile ev kadını bir ananın oğludur.
İlkokulu komşu bir köyde; Ortaokulu Mimarsinan Yatılı İlk Öğretmen Okulu’nda, Lise öğrenimini Ankara Yüksek Öğretmen Okulu’nda, Üniversite öğrenimini Hacettepe Üniversitesi Kayseri Gevher Nesibe Tıp Fakültesinde tamamladı. “Bir Gönül Adamıdır”
İhtisasını Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında almış olup; bilimsel olarak yayınlanmış değişik makaleleri mevcuttur, pek çok ulusal ve uluslar arası kongrelere katılmış ve sertifika almış olup Avrupa,Asya,Afrika ve Amerika kıtasında 15 Ülkeyi gezmiştir.
1987-89 yılları arasında mecburi hizmet için gittiği Yozgat’ta İl Sağlık Müdürlüğü yaptı.
Uzun yıllar Kayseri Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcılığı görevini yürüttü.
2009 Mayıs ayında emekli olup; halen Özel Melikgazi Hastanesi’nde Psikiyatri Uzmanı olarak çalışmaktadır.
Fikir dünyası, ortaokul birinci sınıfta Yunus Emre’nin kitaplarını okuyarak gelişmeye başlamış; aile, çevresi ve aldığı eğitimler Türk-İslam kültürü ile olgunlaşmasını sağlamıştır.
Hayatta hırsla koşmak yerine; sabırla yürümeyi, en iyiyi ve en yeniyi takip etmeyi ve de dürüstlüğü ilke edinmiştir. Sivil toplumcu ve aksiyon adamıdır.
Tabipler Odası, Psikiyatri Derneği, Politik Psikoloji Derneği, Türk Ocağı, Kızılay, Anadolu Kültür Derneği Denetleme Kurulu ve Yörtürk Vakfı Üyesi, Toprak Kurulu Üyesi ve Dadaloğlu Derneği Yönetim Kurulu Üyesidir.
Geçmişte Çevre Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği , Dadaloğlu Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği, Dadaloğlu Derneği Denetleme Kurulu Üyeliği,Pınarbaşılı’lar Derneği ve KİTAŞ İstişare Kurulu görevlerinde bulunmuştur. Halen Kent Konseyi Üyesi ve de TEMA Vakfı Kayseri İl Temsilcisi olarak görev yapmaktadır.
Hobileri; toprak ve doğa ile uğraşmak, spor yapmak, müzik dinlemek, saz çalmak, yerel halk kültürleri ile ilgilenmek, kitap okumak, gazete köşesi,dergi yazarlığı ve TV Programcılığı.
İngilizce bilmekte olup evli ve iki çocuk babasıdır.
Akşam Vakti
Güneş akşam kızıllığını
Höyüklerin tepesinden uzaklaştırmış,
Derin bir hoşluğa serinliğe bırakmış..
Havada uçuşan kırlangıçlar, gece kuşları
Uzaklardan görünen sürü, sığır;
Bu hoşlukta inecek koyaktan.
Kuzular, buzağılar meleşiyor,
Uzaktaki analarına kadar gider sesleri
Bölüyor sessizliği tüm endamıyla..
Köylüler avlusunda hazırlamış
Inek bağını, tasını, helkesini..
Haşir neşir olan analarda,
Bir grup olarak
Bir uğraşı hareket içinde..
Birbirine kavuşan ana yavrular,
Kararan havanın derinliğinde
Koyu bir sessizliğe gömülecek.
Birlikte tan vakti değene dek!
Arpa Tarlası
Gün vurmuş,
Ağartmış yeşil arpayı
Baharda açılmıştı.
Esen rüzgar, yakan güneş onu soldurmuş,
Şimdi bükülmüş boynu,
Yolunmak isteniyor
Ak pürçekli nineler,
Çökmüş ihtiyarlar
Sürüne sürüne yolacak
Her tutamında kılçık batacak
Dikenler dolacak eteğine…
Acı vermeyecek,
Zevkle yolacak
Bir yıllık malın hazını
Evin geçimi ona bağlı.
Seher vakti çiğ düşende, başlayacak
Kuşluk vakti gelinceye kadar..
Sırgat
Binlerce ev aç susuz
Unsuz ekmeksiz
Bizim Güllü’de..
Diz çökmüş, yaslanmış beşiğe
Sarı yamalı yorganı atmış üstüne
Bakmıyor kapıdan girene
Kalkmıyor, başı eğmiş aşağı
Kele güllü baksana!
Evine kırbaçlı seyis geldi.
Ne diyende baksın güllü
Sarmış beşiğe bir tek koyunu
Sarmış beleğe örtmüş üstünü
Kalkmamış fukaralıktan beli yukarı
Bir bu mu? daha nicesi..
Samanlığına buğdayını saklayanı
Kuyulara zahiresini koyanı
Bilmem daha nicesi…
Dert bunlar hep kelesi
Hiç de kitaplara sığacak
Dert değilesi
Şafak
Bir bahar şafak atarken
Anam:kalk hele oğlum, kalk kele
Ne var ana?
Bre oğlum kalk hele,
Aman oğlum kalk kele.
Kalk çiftçiler gitti.
N’olur ana acık yatayım,
Yapma gadanı alayım,
El gün hepten gitti.
Kalk hele çayın, azığın hazır.
Ah ana ah neye doğurdun
Gece şafaktan çifte gidesin mi diye
Yoksa azıcık zıkkımlık için mi?
Hadi oğlum hadi ,
Büyüyünce anlarsın.
Bak ağan şimdi gurbet ellerde,
Elinde çekiç, şavalı
Gece demiyor, gündüz demiyor.
Eh ana eh kalktım işte
Zevle bağım, sürütle köteni,
Kayışı halkayı hazırla..
Gecenin bu karanlığında,
Köyde bir canlılık var
Eh ulan yalnız deyilik ya!
Ana emmi oğluna da söyle
İki bardak çay içekte öyle gidek.
Eh şimdi artık her şey hazır
Ey emmi oğlu
Herkes böyle gece kalkıyor mu?
Yok bre emmi,
Olmaz olsun bu fukaralık!
Yaz gelir, güz gelir
Kalk sabah erkenden
Ne ulan bu,hayat mı?
Ayağımızda kardaşlar lastiği,
Sökük çorap yırtık pantolon,
Kısa ceket,hılım hırpıt
Ne ulan sanki ölmeyecek miyiz!
Eh bre emmi,
Bırak yaşasınlar!
Eh tarlalarda görünüyor,
Bre emmi bizim öküz deli
Gene varınca başlar irezillik…
Baksana çatılı gidiyorlar,
Şimdi varır başlarsın
Bir iki hat gitmeden
Boz alır bir yana,
Kara alır bir yana
Haydi zelveyi kırar!
Bre emmi bak hele,
Öküzler bile dayanmıyor!
Bırak emmi oğlu
Hele bırak
Nasıl olanda bir gün,
bizde kurtuluruz,
Bu irezillik sonuna kadar gitmez
Fakat emmi biz yine akıllanmayız.
Ya işte biz buyuk
Köyde aç, şeherde aç..
Şu garip çölde