1949 yılında Yeşilhisar Soğanlı Köyü’nde doğdu.İlkokulu köyünde bitirdi.1965 de ailesiyle birlikte Niğde’ye göçtü.Esnaflık yaptı.
Kayseri’ye döndü ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nden emekli oldu.
Şiirleri: Anasam, Kayseri Kültür Ocağı,Kayseri Şiir Akşamları ve Kültür Bakanlığı Halk Ozanlarının Sesi dergilerinde yayınlandı.
Anadolu Hececileri 5 adında ortak şiir kitabından sonra 1998 yılında,” HİKMETLİ ŞİİRLER” isimli kendi kitabını çıkarmış olan şairimizin çeşitli konularda çok sayıda şiir ödülleri de var.
Şairimiz, şiir söz konusu olunca;
“Söylenmemiş bir ukde ruhumda pesenektir
Şiir ile anlatmak mutluluklara denktir
Sanat edebiyatta şiir ayrı bir renktir
Ben renklerin aşığıyım,onun için yazıyorum” demektedir.
Aşağıdaki iki şiir şairimize aittir.
HEY DAĞLAR
Garip baykuş gibi kondum taşına
Soğuktur suların,içemem dağlar
Gamlanma bakıp da gözüm yaşına
Yârim uzaklarda geçemem dağlar.
Sorarsan hicrânım onulmaz yâre
Açmayın yâremi bulunmaz çare
Al beni de götür diyemem yâre
Derdimi size açamam dağlar
Oynayıp gülmedim eller misali
Aktı gözyaşlarım seller misali
Soldum genç yaşımda güller misali
Kaderin elinden kaçamam dağlar.
Kıymetim olmadı da eller yanında
Acılar yanında diller yanında
Ağladın bahçen de,güller yanında
Gayri yaylanıza da of,göçenen dağlar
Bir kere gülerek hanım deseydin
Sarılıp boynuma canım deseydin
Sevdiğim deseydin,gülüm deseydin
Solmamış gülleri de biçemem dağlar
Ben alın yazımı da ah, seçemem dağlar dağlar oy.
HELAL OLSUN
Güzellik kalpte olurmuş, çirkin yüze helâl olsun
İnsan huzuru bulurmuş,tatlı söze helâl olsun
Çok güzel var yuva yıkan, sinirlenen canlar yakan
İnsana sevgiyle bakan, elâ göze helâl olsun.
Aşk üstüne hayal kuran, hep “Nasılsın?” diye soran
Sonu muhabbete varan, binbir naza helâl olsun.
Yavan ekmek,dayak yiyen,ateşten gömleği giyen,
“Benim kaderimmiş” diyen, cennet size helâl olsun.
Dokuza kadar yatmayan, nâmusa hile katmayan,
Gül alıp diken satmayan, cânana can, helâl olsun
HAYALİN SON DURAĞI
Piyangodan vurunca ellibin dolar bize
Sevgilimle birlikte açılmıştık denize.
Bir motorumuz vardı,levâzımlar almıştık
Akdeniz,Kızıldeniz,Okyanusa dalmıştık.
Kiraladık bir ada Mozambik yakınından
Yüz dönüm kadar vardı,Komor adalarından
Avokado,muz,ceviz,sarkmıştı dallarından
Bize yemek kalmıştı,arının ballarından.
Bir villamız var idi,denizin sahilinde
İnce kumlu plajı adanın dahilinde
Kebapları,kuşları,balıkları yiyorduk
İyiki buralarda vergi yokmuş,diyorduk
Hastâne,restoran adada yanımızda
Rehbere emânetti,malımız canımızda
Güller çoktu bülbüller ötüşüp duruyordu
Tanzanya tamtamları,bize duyuluyordu.
Güneyde Madagaskar,kocaman bir adaydı
Her akşam ateş dansı oyunları modaydı
Hayalen turist olduk,Allah gerçek eylesin
Vermiyorsa mevlâmız,garip Hikmet neylesin.
Erciyes
Kayserinin göbeğinde bir taçsın,
Ben Anadoluyum der gibisin Erciyes,
Buz gibi suyunla ruha ilaçsın,
Bulunmaz bir yer gibisin Erciyes.
Toz karınla meşhur kayak yerisin,
Olur olmaz nice dağdan birisin,
Sen bir Develisin, sen Kayserisin,
Çiçeklerden ser gibisin Erciyes,
Tekir yaylasına oteller konmuş,
Mağrur baş altında buzullar donmuş,
Bir Yanardağ imiş şimdilik sönmüş,
Dağcılara yar gibisin Erciyes.
Koyunlar beslenir koyaklarında,
Çobanlar yıkanır savaklarında,
Obalar kurulur duvaklarında,
Bembeyaz bir kar gibisin Erciyes.
Bulutlar başında düğün yaparlar,
Kardan yağmurlardan takı takarlar,
Yolcular hikmetle sana bakarlar,
Büyülü bir sır gibisin Erciyes.