Kategoriler
Yazarlar

Prof. Dr. Vacit İMAMOĞLU

image

 

 

    1943 Kayseri-Talas doğumludur.Baba tarafından Kayserili,anne tarafından İstanbullu’dur.Babaannesi Sipahioğlu Hacı Mükremin Efendi ile Cıngıllıoğlu’nun kızları Ayşe Sipahioğlu, büyükbabası İmamzâde Osman Efendi ile Behiye Hanım’ın oğulları Mehmet İmamzâdedir.Ailesi,iriyapılı olmaları nedeni ile Kayseri’de “CAMIZLAR” lakabıyla anılır.Kışın kentte,yazın önceleri Eğribucak, sonra Talas’ta oturan Osman-Seza İmamoğlu ailesinin yedi oğlundan altıncısıdır.
Vacit İmamoğlu İstiklâl İlkokulu’nu ve Kayseri Lisesi’ni bitirdi.Orta Doğu Teknik Üiversitesi (ODTÜ) Mimarlık Bölümü’nden lisans ve yüksek lisans; Newyork’ta Pratt İnstitute’tan iklim ve mimarlık üzerine bilim uzmanlığı derecelerini aldı.İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yardımcı mimar ve mimar olarak çalıştı.
1969 yılında ODTÜ Mimarlık Bölümü’ne asistan olarak girdi.1972 yılında Öğretim Görevlisi Unvanını aldı.Mimari Psikoloji alanında doktora yapmak için Glasgow’daki Strathclyde Üniversitesi’ne gitti. 1975 de doktorasını tamamlayıp ODTÜ’ye döndü.1984 yılında Doçent, 1989 yılında profesör unvanını aldı.Bir süre  Üniversity of California Los Anceles (UCLA)’de konuk öğretim üyesi; Strathcylde Üniversitesi ve California-Santa Monica’daki Southern California İnstitute of  Architecture (Sci.Arh.)’ta öğretim üyesi olarak çalıştı.A.B.D.,Güney Kore,İsveç,İngiltere ve bir çok Avrupa ülkesinde seminer ve konferanslar verdi.1990 yılında Profesör Haluk Pamir ve Necdet Teymur’la ODTÜ’deki “11.Uluslararası İnsanlar ve Fiziki Çevreleri” IAPS Konferansını düzenledi.1986-1994 yılları arasında ODTÜ Mimarlık Bölüm Başkanlığı görevinde bulundu.
Vacit İmamoğlu’nun biri eşiyle olmak üzere dört kitabı,mimari psikoloji,yöresel mimarlık,konut kullanımı,yaşlılar ve konutları konularında araştırmaları vardır. Yarısı yurt dışı kaynaklarda yer alan 80 kadar bilimsel makale ve bildirisi; Kayseri,Ankara,İzmir-Çeşme’de büro,okul,ev ve villa tasarımları bulunmaktadır.

Vacit İmamoğlu’nun  büyük boy 290 sahifeden oluşan “GELENEKSEL KAYSERİ EVLERİ” ve “KAYSERİ BAĞ EVLERİ”isimli kitapları bulunmaktadır.

Vacit İmamoğlu, ODTÜ öğretim üyelerinden Sosyal Psikolog, Prrof.Dr.E.Olcay (Kaya) İmamoğlu ile evlidir.Çağrı adlı bir oğlu,Selen adlı bir kızı vardır (Geleneksel Kayseri Evleri’nden Sh.219)

 

   BİR ÇOCUK MASALI

Başı dumanlı bir dağ Erciyes
İşi çok,derdi çok
Pek belli olmaz havası
Bakarsın Ağustos’ta kar
yağdırır
Temuzda dolu.

Bizim Erciyes sakindir,ulu bir dağ
rahat ve güvenli
Kalıbına uyan bir kişilik yani.
Aslı bir yanardağ
Kızarsa duman artırır
Bulutları salar üstüne
Büyür,heyula kesilir.

Evler dayar sırtını Erciyes’e
Dostluğunu kullanır,
güzelliğinden yararlanır.
Taşı Erciyes’tendir,suyu Erciyes’ten
Canı Erciyes’ten evlerin.

Yaktın mı canını,Erciyes’e seslenir
yıktın mı damını Erciyes’e yakınır
Diyeceğim,Erciyes yaratır evleri
Erciyes güzelleştirir bahçeleri.

Erciyes evlerin içine de girer
Duvarlara zar
Pencerelere manzara
Odalara renk olur
Çocukların,büyüklerin içeri girince
gözleri kamaştıran aslında
ne tahtaların oyması
ne ressamların boyası
Erciyes’tir,Erciyes’in havası.

Tavanda gördükleri de insanların süs değil
Erciyes’in yelidir.
Ferahlatır, dinlendirir
Biraz da içini ürpertir.

İşler yolunda giderken
-Augustus’tan bizim çocukluğumuza dek yani-
keyifle yuvarlanıp giderken millet
Birden düzen bozulur
Yıkmaya başlar torunlar
dededen kalma evleri.
Yok “bulvar” yok “modern kent görünümü”
yıkar da yıkar…
Önce tek,tük-korkarak
sonra güruh halinde.
Evler çığlık çığlığa
avlular feryat figan.

Kısa zaman içinde-kalbur saman içinde-
tanınmaz hale gelir kent
Harabeye döner mahalleler
tıpkı savaş sonrası
Bahçeler per perişan
ne leylak, ne meyva kokusu
Evler ev değil bir moloz deposu
kodunsa bul sofraları

Erciyes bakar bakar da şaşar
Bunlar mı Evliya Çelebi’nin” akıllı” dedikleri
Bunlar mı”şairi bol,keskin zekalı”lar?
Bir dinleseler duymazlar mı şu çığlıkları,
atalardan gelen şu yakınmaları?
Hiç çekmemişler mi dedelerine
Hiç kaalmamış mı sağduyuları?

Önce kızar Erciyes,
göstermek istemez yüzünü,
şimşeklerini salar kente
düzeltmek için durumu.
Sonra dağıtır bulutlarını, boş verir
Değmez diye düşünür,
Zaten bu güzellikler
bu hergelelere çok gelir
En iyisi cezalandırmak der
ufak ufak
ve kendi kendine söz verir
Bir tek ev bırakmayacağına ayakta.

Üfler yellerini ovaya
Her şeyi siler süpürür.
Masallarda bile bırakmaz
Kentin baş döndürücü geçmişini
gözler görmedik evlerini.

Bu yüzden bilmez çocuklar
nasıl oyulur taşlar
nasıl boyanır resim
nasıl konuşur zarlar.
Bu yüzden kızgındır babalar
anneler öyle sabırsız
Çekingen sanatçılar
Ve
iki gözü iki çeşme çocuklar.
V.İmamoğlu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir