Yusuf Meral
…..
Şeyh Muharrem Dede Türbesi’nde
Zilelimin geçmez mi
her perşembesi?..
Ulu Cami’den yükselirken
göğe doğru ezan sesi
zarifleşir de o tarihî minâresi,
nasıl naifleşmesin yürek sesi?..
İslâmın büyük alimlerinden müderris,müellif,fâkih,muhâddis,müfessir,ârif ve kâmil olan Muharrem Efendi; meşâhir-i ulemayı islâmiyeden Ebü’l Berâkât Mehmed Ârîf Efendi’nin oğludur.Anası Sultan Hatun’dur.
H.910-1000 (m.1505-1591) yılları arasında yaşamıştır.
Devrinin en büyük âlîmlerinden olup,şöhreti Osmanlı sınırları içinde yayılmış ve her tarafta büyük saygı görmüştür.Günümüze kadar gelen her medrese âlîmi mutlaka Muharrem Efendi’yi tanır ve saygı gösterir.
Kâmil ve fâzıl olan Muharrem Efendi,babası Mehmed Ârîf Efendi’den kâfi derecede tahsil görmüş,babasının vefatıyla küçük kardeşi Ahmed Şemseddin Efendi ile birlikte,Tokat’a gitmişlerdir.Tokat’ın o zamanki meşâhir’i ulemasından Arakıyecizâde Şemseddin Efendi’den senelerce tahsil gördükten sonra,yine kardeşi Ahmed Şemseddin Efendi ile birlikte İstanbul’a giderek tahsilleriniikmâl etmişlerdir.
Cuma Pazarlı (Ezine Pazarı-Aydınca) Muslihiddin Efendi’den feyz almışlardır.Daha sonra tekrar Tokat’a gelerek,o zamanlar Şirvan’dan Tokat’a hicret etmiş olan ve Tokat’ta Şeyh Şirvanî diye anılan Mecidüddin Abdülmecid Şirvani’den feyzlerini tamamlamışlardır.Sonradan Zile’ye gelerek tedrisle meşgul olmuştur.
Evinin ve medresesinin şimdiki Ali Kadı Mahallesi’nde Şeyh Ethem Çelebi Türbesi civarında olduğu bilinmektedir.
Ayrıca Zile eşrafından Sultan Hoca oğlu Hacı Ali Bey’in H.903 (m.1498)de yaptırmış olduğu şimdiki Boyacı Hasan Ağa Camii bitişiğindeki Kur’an kursu binası ve müştelematında ders vermiştir.
Yine halk arasında Davunlu Dede olarak bilinen İmam Melik-Üd-din zaviyesinde hafta da iki defa,yevmiye iki akçe ile ( o tarihlerde besili bir koyun 23 akçeye alınırdı.Buna göre Zile’nin eğitim ve öğretime verdiği önem açıkça ortaya çıkmaktadır.) Buhâr-î Şerîf okutmuştur.
Muharrem Efendi’nin dört oğlu bir kızı vardır.
Büyüğü müderris Feyzullah Efendi,küçüğü Abdülmecîd Sivâsî,üçüncü oğlu Camii Kebir (Zile) hatibi Abdülkerim,dördüncü oğlu Abdurrauf,kızı ise Safa Hatun’dur.(Kızı Safa Hatun’u küçük kardeşi İsmail Efendi’nin oğlu Muslihıddin Mustafa Sâfâ-i Efendi’ye vermiştir.Bundan meşhur Abdülâhâd Nuri Efendi dünyaya gelmiştir.)
Muharrem Efendi, Bilinen ilk kadın ilmihali’ni yazarak kızı Sâfâ Hatun’a; “Kızım Sâfâ bu kitabı senin için yazdım.Sen bu kitabı esas tutarak memleket kadınlarına nasihat et.Çünkü bir toplulukta kadınlar ruhen yükselmezse,o toplum mânen ölüdür.Çünkü her çocuk ilk terbiyesini anadan alır. Anası o çocuğa;Memleket sevgisi,din sevgisi,millet sevgisini aşılayamazsa ,o çocuk mensup olduğu cemiyete tam fayda sağlayamaz.Kızım,sen memleket kadınlarını vaazlarında tenvir ve ıslaha çalış” diyerek kıymetli eser ve âlîmler bırakmada Zile’de öncülük etmiştir.
Muharrem Efendi’nin de çok sayıda ve çok ehemmiyetli eseri mevcuttur. Bunlar arasında:
1-Nâhivden İbn-i Hâcib-in Kafiyyesi üzerine Molla Abdurrahman Cami’nin yazdığı Fevâîd-ü Ziya’iye ‘si üzerine meşhur eseridir. İki cilt olup, Arapça’dır.Matbudur. Bu eserle Muharrem Efendi’yi Türkiye’de herkes tanır.
Eserin I. Cildini kendileri yazmış, II. Cildine ömrü vefâ etmediği için Abdullah Eyyübi tamamlamıştır.
2-Fıkıh’tan: Hediyet-ül Sulûkî ( Fâkr Hediyesi ) Arapça olup,Türkçe’ye tercüme edilmiştir.Eser basılmamıştır.Muharrem Efendi’nin kendi eliyle yazma nüshası mevcuttur.
3-Telhis-Ül-Miftâh Minel Meani Vel Beyân: Arapça olup,basılı değildir.
4-Menâkıb-Ül Eimmetis Selâse Âlâ Mezhebi Ehli’s Sünnet-i Ve’l Cemaat: Üç imamın menkibesi.Arapça olup,basılı değildir
5-Tenvir-Ül Evliyâ
6-Menâkıb-ı Ebu Hanife
7-Ceyb-Ül Mesâil
8-Nûmiyye: İmam-ı Âzam’ın hal tercümesi
9-Hidayet-Üs-Siluk Fi Şerh-i Tuhfe-Til Müluk
Bunlardan başka Camii Haşiye’si, Risale-i Şükriye, Nefât Tercümesi, Umdetül-Nisa’yı gösterebiliriz.Ayrıca, Mevlana Abdurrahman Camii’nin Farsça Nefahatü’l Üns’ünü Arapça’ya nakil ve tercüme etmiştir .
Kabri, Zile Devlet Hastanesi’nin önünde,babasının yanında yatmaktadır.
Haftanın Perşembe günlerinde,bayramlarda ve sair günlerde ziyaretçileri boldur. (Bkz.Semra-Yusuf Meral-Zile’de Camiiler,Türbeler-Veliler ve Efsaneler)