Kategoriler
Şairler

Hasan YÜKSEL

    1 Mart 1965 yılında bir ailenin üç çocuğundan ikincisi olarak, Çağlayanlar beldesi diye bilinen Bünyan’da dünyaya geldi. İlkokul, Ortaokul ve Lise öğrenimini Kayseri’de tamamladı. Maddi
İmkansızlıklar nedeniyle yerleştirildiği iki yüksek okulu da bırakmak zorunda kaldı.

   Üçünçü kez Anadolu Üniversitesi Laboratuvar ve Veterinelik bölümünden mezun oldu. Lise sıralarında, gençlik yıllarının verdiği heyecanla, her genç gibi aşk üzerine şiirler yazmaya başladı. Aynı yıllarda halk oyunları ile tanıştı. Halk oyunlarına olan bu tutkusu giderek arttı. Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Halkoyunları bölümüne devam etti. Halk Oyunları üzerine bir çok kurs aldı. M.E.B. Halk Oyunları Usta Öğretici
Sertifikası aldı. Yine M.E.B. açmış olduğu kursları başarıyla tamamlayarak C sınıf hakemlik sertifikasına hak kazanmıştır. Bir çok okulda ve Melikgazi Halk Eğitimi Merkezinde uzun yıllar Halk oyunları kursu verdi. Halk Oyunlarına olan tutkusu onu folklora bağımlı hale getirdi. Kayseri’de ve Kayseri dışında Folklor üzerine araştırmalar yaptı. Bu konuda yapmış olduğu araştırmalar Erciyes, Laçin, Şu Bizim Kayseri, Akın Günlük Kayseri, Şebinkarahisar Gazetesi, Bütün YönleriyleDeveli gibi gazete, dergi ve kitaplarda yayınlandı. Saim Deligöz ile uzun bir sür yaptığı araştırmalarını, Kayseri Halk Oyunları Giyim Kuşam Köy Seyirlik Oyunları adlı kitapta topladı.“Bütün Yönleriyle Develi 2002” adlı sempozyuma katılarak “Develi düğünleri ve köy seyirlik oyunları” ile ilgili bildiri sunmuştur. Folklor ile birinci derecede ilgili olması, aynı zamanda onun şiire olan tutkusunu daha da artırdı. Şiir üzerine yayınlanmış bir eseri olmamakla beraber, Çemen ve Şu Bizim Kayseri dergilerinde şiirleri yayınlandı.
Halen özel bir sağlık şirketinde çalışmakla beraber, Melikgazi Halk Eğitimi Merkezinde, Halk Oyunları dersleri vermektedir.
Evli olup, bir kız ve bir erkek çocuk babasıdır.
Pınarbaşı
 
Koramaz dağının, buz kesen karı 
Eriyip de akan suyla coştun mu? 
Tarlada ekili, buğdayla darı 
Sarımsak’lı senin, tek dostun mu? 
 
Pınar seni kana kana içerler, 
Güzeller suyundan, gelip geçerler 
Güzellikte de hep yarış ederler 
Gönüllere ateş olup düştün mü? 
 
Ağaçlar suyundan, içer beslenir 
Bakıp buna insan, çok heveslenir 
Gürül gürül akan suyun seslenir 
Gönüllere sevda olup aştın mı? 
 
Her an ateş yanar, dumanlar tüter 
Balıklar, güveçler, etler de pişer 
Çoluk çocuk neşe içinde yüzer 
Pınarbaşı halkın ile coştun mu? 
 
Sarımsaklı suyun akar dolanır 
Kemer köprüde sır olup bulanır 
Hiç durmaz bahçeler bir bir sulanır 
Olukbaşı’ndan sel olup şaştın mı? 
 
Başgöl’de üstüne havuz attılar 
Çağlayan’da suyun kesip sattılar 
Boruyla fabrika kurup yaptılar 
Işık olup evden eve taştın mı? 
 
Yüksel der seyrine hiç doyum olmaz 
Suyun buralarda akar hiç kalmaz 
Gönüllerde kalan değerin solmaz 
Bir masal olup da dile düştün mü? 

AŞIĞIYIM BÜNYAN’IN
Sıra sıra dağını
Koyunun çatağını
Gördüm Şeşe Bağını
Aşığıyım Bünyan’ın

Toprağına taşına
Coşkun akan suyuna
Közde demli çayına
Hayranıyım Bünyan’ın

İlmek ilmek tez olur
Çiçeğinde köz olur
Türkülere söz olur
Halısıyım Bünyan’ın

İnsanında var hayır
Ağca Ağıl, Akbayır
Meşhurdur Yassı Çayır
Evladıyım Bünyan’ın

Üç Gözlü Çeşme başı
Durur mu Pınarbaşı
Bir başka Olukbaşı
Sularıyım Bünyan’ın

Bahçesinde gül biter
Bağında bülbül öter
İnsana gönül yeter
Yüksel’iyim Bünyan’ın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir