Kategoriler
Şairler

Bünyamin FEVZİOĞLU

bu

1972 Yılında Erzurum ili, Şenkaya ilçesi, Göreşken köyü’nde dünyaya geldi. İlk okulu bu köyde tamamladıktan sonra, ortaokulu Sarıkamış Merkez Ortaokulu’nda, liseyi Sarıkamış Endüstri Meslek Lises’inde tamamladı.
1987 Yılında ailesiyle birlikte Kayseri ili, Bünyan ilçesine yerleşti. 1991 Yılında Erciyes Üniversitesi, Yozgat Meslek Yüksekokulu Makine bölümünden mezun oldu. Akabinde 1995 Yılında Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi Makine öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Vatani görevini Şırnak’ta tamamladıktan sonra, Kayseri Adliyes’inde göreve başladı.
Halen aynı Adliyede Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapmaktadır.
Evli ve iki çocuk babasıdır.
Edebiyatla çok küçük yaşlarda ilgilenmeye başladım. Bu merak biraz da aileden gelmekteydi. Ortaokul yıllarında şiir dalında Türkiye birinciliğini kazandım. Bu ödül şiir yazmam için bir başlangıç olmuştu. Yayınlanmak üzere hazır bulunan çok sayıda şiirin yanı sıra, üzerinde uzun zaman emek verdiğim ‘ Beyaz Gül ’ isimli bir roman denemesi ile yine çok iddialı olarak hazırladığım ‘ Dört Yanlış Bir Ülke Götürür ’ isimli siyasi eleştiri alanında bir deneme hazırladım. Bu iki eser çok yakında okuyucuya sunulacaktır. Düşünmek, hissetmek, inanmak ve yazmak hayatımın en önemli ilkesi olacaktır.

GÖRDÜM…!

Hayat dedikleri yetmiş düğmeli yelek idi,

Yarısı kader, yarısı felek idi,

Şimdiye kadar otuz altısını çözdüm,

Bir gözü ağlarken, bir gözü güleni gördüm.

Gündüz dilenip, akşam ağa olanı,

Aslanı boğan, iki ayaklı yılanı,

Ekmeğin yanına bulamazken soğanı,

Öldükten sonra, zengin olanı gördüm.

Gülün altındaki sayısız dikeni,

Kudretten sürmenin üstüne, boya çekeni,

Taşın üstüne, karda buğday ekeni,

Ekip biçmeden, yattığı yerden yiyeni gördüm.

Namussuza itibar vereni,

Vicdan yerine, cüzdan seveni,

Besmeleyle kalkıp, küfürle yatanı,

Mescidin içinde haram yiyeni gördüm.

Daha görecek neler var bilmem,

Bunları gördükten sonra…vallahi gülmem.

Akan gözyaşımı mendile silmem,

Mendil kadar kefen bulamayanı gördüm.

Geriye kaldı otuz dört düğme,

Nefsine aldanıp, kendini övme.

Ne olacağım demeden, oldum da deme,

Uçarak gittiği yerden, sürünerek döneni gördüm…

Konuş Erciyes

Biraz Dertleşelim seninle,
Gel sırdaşım, dağ gibi arkadaşım,
Sen anlat derdini, poyraz esintinle,
Bense… aşk yangını sesimle,
Ben ozan olayım, sen keman,
Her şeyi anlatıyor zaten başındaki duman,
Sen de az yanmamışsın bir zamanlar,
Beni geçirdiğim uykusuz geçeler,
Seni kucaklayan bu şehir anlar,
Hadi susma konuş , Erciyes,
Az mı soluduk havanı? Nefes nefes,
Anlat duysunlar,
Yamacındaki bozkır yaylalarını,
Eteklerinden süzülen yeşil ovalarını,
Masallar diyarı peri bacalarını,
Anlat, kuş cenneti sultan sazlığını,
Neden sustun, yine için mi yandı?
Kar mı yağdı zirvene,
Yoksa, eteklerini tipimi dolandı,
Güneş mi süzüldü batıma doğru yanağından,
Kar beyaz rengin, kızıla mı boyandı?
Sana bir sır veriyim mi?
Aslında hep kıskandım seni,
Dimdik duruşunu, heybetli zirveni,
Tek benzer yanımız var, oda iç yangını,
Budur belkide senden vazgeçemememin nedeni…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir