Kategoriler
Şairler

Ahmet KARAASLAN

kara

1954 Kayseri İli, Akkışla İlçesi Gömürgen Kasabası doğumlu.
1975 yılında Gökçeada Atatürk İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu.
Şiirle ilgisi küçük yaşlarda başladı. Ancak yazdıklarını öğretmen okulu yıllarından itibaren yazıya geçirdi.
Gençlik yıllarının verdiği heyecan ile aşk, doğa, vatan, millet, kahramanlık, yurt gibi temaları işledi. Daha sonra toplumsal konuları işleyen şiirler de yazdı.
1999 yılından itibaren de TÜRK-İSLAM kültürünü genç kuşaklara tanıtmak ve sevdirmek için sanatını bu yolda kullanmaya çalıştı.
Aynı yıl Mevlana’nın, Beydeba’nın, Lafontein’in, Ezop’un, halk masalları ve fıkralarını şiirle anlatma hevesine kapıldı.
1999 yılının sonunda bu konudaki çalışmalarını “ÇOCUK DÜNYASI” ismini verdiği kitapda yayınladı. Hemen arkasından Nasrettin Hoca’nın fıkralarının şiirle anlatımı olan “MASAL, ŞİİR, FIKRA MI? ” isimli kitabı çıktı.

Edebiyat çevresinden gelen öneriler doğrultusunda “DEDEKORKUT DESTANLARI’NI” aynı yöntemle özüne bağlı olarak tamamını şiirle anlattı. “MANZUM DEDEKORKUT DESTANLARI” adını verdiği eserini tamamladı. ÇOCUK DÜNYASI eserinin devamı niteliğinde olan “MASAL BAHÇESİ”, Nasrettin Hoca’nın fıkralarının anlatıldığı “MASALLAŞAN FIKRALAR” adlı kitabı yayın hayatına girmeyi beklemektedir.
Merhum Halk Şairi amcası, Habib KARAASLAN’IN dört eseri ve bugüne kadar hiç yayınlanmamış şiirlerinden oluşan bir kitap hazırladı.
“DİYORUM” ismi verdiğiği ve gençlik yıllarının ürünü olan başka bir şiir kitabı da, yayınlanmak için sırasını beklemektedir.
33 yıl öğretmenlik ve idarecilikten sonra Temmuz 2008’de emekli oldu.
BAŞKA

Dost, düşman bilir ki Anadolu’nun
Baharı bir başka, yazı bir başka.
Ona tutkun olan her Türk oğlunun
Şiiri bir başka, sazı bir başka…

Her köşesi tarih, her yeri cennet
Bir yılı dört mevsim güzel memleket.
Rüyâlar ülkesi, özlem ve hasret
Sevinci bir başka, hazı bir başka…

Davul, zurna toy havası çalarlar
Elazığ’da “Çayda Çıra” oynarlar.
Erzurum’da “Bar” çekiyor Dadaşlar
Gelini bir başka, kızı bir başka…

Kemençeyle coşar Karadenizlim,
Efeler yöresi toptan Eğelim,
LORKE oynar, mendil sallar BİTLİSLİM.
İşvesi bir başka, nazı bir başka…

Yaylada meleşir koyun, kuzusu
Dağları ardıçlı, dereleri su.
Nazlı nazlı gölde yüzer kuğusu,
Ördeği bir başka, kazı bir başka.

KAYSERİ’DE sucuk, mantı, dostuma. başka, tuzu bir başka…

Ye çemeni, kokusunapastırma…

Tavsiye ederim bütün  aldırma,

Biberi bir
ErciyesBir seni severim bir de karını,
Âlem beni deli sanar ERCİYES.
Kızıl bulut kaplı ufuklarını,
Görünce yüreğim yanar ERCİYES.

Ak duvağın mah yüzünü örtünce,
Başın duman duman hâlin görünce,
Döşün yalçın, vadilerin derince
Yaz mevsimi suyun donar ERCİYES.

Daha hiçbir güce eğmedin boyun,
Ötüken, Tiyan-Şan, Tanrıdağ soyun.
Yaylanda meleşir kuzuyla koyun,
Türkmenler yurduna konar ERCİYES.

Tarihler bilemez senin yaşını,
Dünyayı gezenler görmez eşini.
Kış eylersin ağustosun beşini,
Heybetiyle mevsim sınar ERCİYES.

Hacılar, Hisarcık, Talas bağları…
Güneyden kol kola Toros Dağları.
Ünün aşıp gelmiş eski çağları
Kaç bin asrı gördün çınar ERCİYES?

Alidağı bir gelinlik kız gibi
Rüzgârınla ses veriyor saz gibi.
Duru suyun içiyoruz buz gibi,
Kayseri’yi sular, pınar ERCİYES.

Türkmenoğlu sevdalıyım yanarım,
Gece-gündüz hep adını anarım.
Sen Aslı’sın, ben Kerem’im ararım,
Bizi böyle gören kınar ERCİYES.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir